Bir başkası tarafından hakkı ihlal edilen veya tehlikeye sokulan, kendisinden haksız bir talepte bulunulan kimsenin her zaman için mahkemeye başvurarak hukuki korumadan yararlanması, bunun için dava açabilmesi Anayasanın 36. maddesi tarafından güvence altına alınmıştır. Anayasa madde 36’ya göre; herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu duruma paralel olarak mahkemece haklı bulunan tarafın biran önce hakkına kavuşabilmesi, mahkeme kararının yerine getirilmesi için görevli olan icra ve iflas organlarına başvurma hakkı vardır. Hukuki korumadan yaralanmak için dava açan ve alacağı mahkeme ilamının yerine getirilmesi için icra iflas mercilerine başvuracak olan kimsenin yerli veya yabancı biri olması arasında kanun önünde eşitlik ilkesi gereği fark yoktur. Anayasanın 36.maddesindeki “herkes” kavramı yerli ve yabancı bütün gerçek ve tüzel kişileri kapsar. Dava açan veya icra iflas dairelerinden talepte bulunan kişilerin kural olarak herhangi bir teminat göstermesi veya kendini avukat vasıtasıyla temsil ettirmesi gerekmez. Buradaki amaç kişilerin dava açması sonucunda veya hükmün icrası sırasında yapacağı masrafları
göz önünde tutarak hakkını aramaktan vazgeçmek zorunda bırakılmamasıdır.
